Başağrısı toplumun büyük kesiminde görülebilen ve insanların büyük çoğunluğunun hayatlarının değişik dönemlerinde karşılaştığı ve çare aradığı bir problemdir. Başağrılı insanları en çok endişelendiren şey bu ağrıya sebep olabilecek faktörler ve özellikle beyin tümörü korkusudur. Başağrılı insanlar sıklıkla “beynimde bir tümör mü var?” korkusuna kapılırlar. Ancak başağrısı nadiren ciddi bir hastalığın özellikle beyin tümörünün haberci belirtisi olarak ortaya çıkar. Bir belirtiler topluluğu şeklinde görülen migrende çoğu kez özellikleri olan bir başağrısı vardır. Kişiyi en fazla rahatsız eden bir özellik olduğu için migren çok şiddetli başağrısının diğer bir ismi olarak algılanmaktadır. Migrenli kişileri en fazla rahatsız eden ve bazı günlük işlerini ve görevlerini aksatabilen veya tam engelleyen temel özellik başağrısıdır. Bu bakımdan migren en basit şekilde tekrarlayıcı bir başağrısı olarak tanımlanabilir.
Migren Başağrısının Özellikleri
Migrenli kişilerin büyük çoğunluğunda başağrısı en azından atağın (krizin) başlangıcında başın bir tarafından başlar. Daha sonraları bir kısım hastada her iki tarafı tutar. Bu özelliği sebebi ile yarım başağrısı olarak da bilinir.
Zonklayıcıdır, giderek şiddetlenir ve genişler, kafa yarısını veya tamamını etkiler. Ağrının şiddeti ve süresi değişkendir. Çok şiddetli olabileceği gibi orta veya hafif şiddette olabilir.
Migren atakları bazı hastalarda haftada birkaç kez olurken diğer bir kısım hastada çok seyrek olabilir. Ancak genel bir ortalama ayda 2-3 atak şeklindedir.
Beraberinde bulantı veya bulantı ile birlikte kusma, ışık ve gürültüden, sesten rahatsız olma vardır. Normal ışık ve sesler çok rahatsız edici olabilir. Bu yüzden bir kısım hastalar karanlık ve sessiz bir odada yatmayı tercih ederler.
Migren nedir? Migren sırasında neler olmaktadır? Sebebi nedir?
Hemen söylemek gerekir ki migren tehlikeli bir hastalık değildir. Kişiyi sakat bırakabilen veya ölüme yol açan bir hastalık hiç değildir.
Migren başağrısının bir diğer ismide vasküler yani damarsal başağrısıdır. Günümüzde migreni başlatan faktörün kesin olarak ne olduğu bilinmemektedir. Sebep belli değildir. Beyindeki bazı kimyasal maddelerin bu işte önemli rol aldığı kabul edilmektedir. Bir kısım kimyasal maddelerin azalması veya etkilerinin gücünde azalma başka kimyasal maddelerde etki artımına sebep olabilir. Bu kimyasal maddelerden özellikle serotonin isimli madde önemli olup damarlar üzerindeki etkide önemli görevi vardır.
Migrenin başlamasına sebep olabilen başlıca faktörler; stres, hormonal değişiklikler, diyet faktörleri, uyku düzeni, iklimsel değişiklikler ve kişisel bazı alışkanlıklardır.
Stres ve Duygular: Emosyonel olaylar migrenin başlamasında önemli role sahiptirler.
Hormonal Değişiklikler: Migrenli kadınların yaklaşık %70’inde ataklar adet döneminde sıklaşır ve şiddetleri artar. Bazı kadınlarda ise migren krizleri sadece adet dönemlerinde olur. Bir kısım kadın hasta özellikle menstrüasyon sırasında olan ağrılarının daha şiddetli olduğunu ifade ederler.
Diyet Faktörleri ve Bazı İlaçlar: Yiyecek ve içeceklerde bulunan bazı maddeler damarlar üzerine direkt etki ederek onları genişletir ve böylece migreni başlatabilirken bir kısım maddeler de daha ziyade dolaylı yoldan etki ederek bazı refleks yollar ile ağrıyı başlatabilirler. Mesela alkol direkt etki ederken kafein ve nikotin gibi maddeler dolaylı yoldan etki etmektedir.
Uyku: Fazla uyku ve uykusuzluk migren krizini başlatabilir.
İklim Değişiklikleri: Bazı migren hastaları iklim ve hava değişikliklerinden etkilenebilirler.
Kişisel Alışkanlıklar, Kokular vs: Sigara migreni provoke edebilir. Bazı ağır kokular migreni provoke edebilir, bu durumlardan kaçınılmalıdır.
Migrenin Seyri
Migren genellikle 16-35 yaş arası başlar. 50 yaş civarında sıklığı azalır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir. Migren tanısı mutlaka ilgili uzman hekim tarafından konur. Başağrısına sebep olabilecek birçok neden olabileceği ve bunların bir kısmının tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır. Teşhis için mutlaka konunun uzmanına başvurulmalıdır. Unutulmamalıdır ki migren tedavisi olan bir hastalıktır.
Baş Ağrısı
Baş ağrıları toplumda ne sıklıkta görülmektedir?
Baş ağrısı toplumda en sık görülen şikâyetlerin başında gelir. Baş ağrısı şikâyeti olanların oranı toplumda yüzde 90’lara ulaşır. Tüm baş ağrılarının yüzde 90’ını ise migren ve gerilim tipi baş ağrıları oluşturur.
Baş ağrılarının kaç tipi var?
Uluslararası Baş ağrısı Derneği baş ağrılarını 14 ana grup ve yüzlerce alt grup olarak sınıflandırmıştır. Doğrudan doğruya baş ağrısı tablosuyla ortaya çıkan, başka bir hastalıkla ilişkisi olmayan baş ağrıları primer baş ağrılarıdır. Bunlar migren, gerilim tipi ve küme baş ağrılarıdır. Sekonder baş ağrıları ise yüzde 10 oranında görülen, nedeni belli bir hastalığa bağlı olarak, beyin damar hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, beyin tümörleri, göz hastalıkları, sinüzit, menenjit gibi hastalıkların seyri sırasında ortaya çıkan baş ağrılarıdır.
Migrenin özellikleri nedir?
Genelde ağrı başın tek tarafındadır
Ağrı zonklayıcı özellikte, orta veya şiddetlidir
Bulantı, kusma olur
Krizler (atak) halinde gelir
Ağrı 4 ila 72 saat sürer
Ağrı başlangıcında görme bozuklukları olur (auralı tipinde)
Baş hareketleri ve fiziksel aktiviteyle ağrı artar
Işıktan ve sesten rahatsız olma
Migrenin kaç tipi vardır?
Genel olarak iki gruba ayrılır. ‘Aura’lı dediğimiz ön belirtili migren ve aurasız migren. Migrenlerin yalnızca yüzde 10’u auralıdır.
Migrenin aurası nedir?
Aura, ön belirtili migrende rastlanan şikayetlerdir. Bu belirtilerin çoğu görmeyle ilgilidir. Hasta, parlak ışıklar, zig zag çizgiler gördüğünü ya da görmenin bulanıklaştığını, bir alanda veya bir bölgede görme kaybı olduğunu söyler. Ayrıca kolda, bacakta uyuşma, baş dönmesi, konuşmayla ilgili bozukluklar da görülür. 20–30 dakika sürer ve ardından ağrı başlar.
Migrenin nedeni biliniyor mu?
Çevresel faktörler, genetik olarak yatkın kişilerde, beyinde bir aktivasyon yaratırlar. Bu aktivasyon, beyin damarlarında genişleme yapar ve kimyasal maddeler açığa çıkar. Bunlar sinirleri uyararak ağrıya neden olurlar.
Migrende kalıtımın etkisi var mı?
Migrenlilerin yakın akrabalarında migren olma olasılığı yüksektir. Genetik bozukluk migrenin sadece bazı özel tiplerinde gösterilebilmiştir.
Migren çocukluklarda da görülür mü?
Tüm migrenlilerin yüzde 10 – 15 kadarında hastalık, çocukluk çağında başlar. Migrenin çocukluk çağında görülme oranı ise yüzde 3 – 5 kadardır. Bu rakam ergenlikten sonra yüzde 10’ların üstüne çıkar. Uyku düzensizliği, uyuma güçlüğü, nedensiz kusmaları, alerjisi, araba tutması olan çocuklarda ileride migren gelişme olasılığı daha fazladır.
Migreni tetikleyen faktörler nelerdir?
- Yükseklik değişiklikleri
- Hava kirliliği, sigara dumanı
- Parlak ışık veya titreyen ışık
- Yüksek ve devamlı gürültü
- Parfüm kokusu, kuvvetli diğer kokular ve kimyasal maddeler
- Hava durumundaki değişiklikler (basınç, sıcaklık ve nem değişikliği, lodos)
- Mevsimsel değişiklikler (sonbahar ve ilkbahar en kötü zamanlar)
- Açlık, öğün atlama
- Çok ya da az uyuma, uyku düzenindeki bozukluklar
- Uçak yolculukları
- Doğum kontrol hapları
- Kadınlarda hormonal değişiklikler (adet dönemi)
- Bazı yiyecek ve içecekler (çikolata, kabuklu kuruyemiş, kırmızı şarap vb)
- Migreni tetikleyen faktörler arasında pek çok besin sorumlu tutulmaktadır. Ancak, her hastada migren ağrısını arttıran yiyecek farklı olabilir. Önemli olan kişinin ağrısını tetikleyen maddeyi kendisinin bulup, keşfetmesidir.
Migren kadınlarda niçin daha fazla?
Bu, kadınların hormonal düzeniyle ilgili bir durumdur. Menopozdaki kadında migren krizleri seyrekleşir. Hamilelikte de 3 ile 9’uncu aylar arasında migren krizleri azalır.
Gerilim tipi baş ağrısını migrenden nasıl ayırt edebiliriz?
Gerilim tipi baş ağrısı çokluk stresten kaynaklanır
Tüm başı tutar, tepede etkilidir. Başın arkasından öne yayılma gösterir
Çok nadir tek taraflı olabilir
Bulantı olabilir ama kusma görülmez
Bir hafta – 15 gün ağrıyla (hafif) geçer
Ağrı kriz şeklinde olmaz
Ağrı başlamadan önce görme bozuklukları olmaz
Hareket etme ağrıyı artırma
Migrende tedavi nasıl olmalıdır?
Tedavideki hedef, tetik çekici faktörleri azaltmak, sinir sistemindeki hassasiyeti ve ağrı sırasında ortaya çıkan damar ve damar çevresindeki olayları baskılamaktır. Temel tedavi, koruyucu ve atak tedavisi olmak üzere ikiye ayrılır. Eğer hastanın ağrıları ayda bir iki kez görülüyorsa sadece atak sırasında tedavi önerilir.
Atak-ağrı tedavisi nasıl yapılır?
Ağrı tedavisinde basit ağrı kesiciler, steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar, ergotaminli ilaçlar ve triptanlar kullanılır. Ağrı kesici ve Ergotaminli ilaçlar sık kullanıldığı takdirde ağrıyı sürekli yapar ve bazen daha ciddi yan etkilere yol açabilirler.
Atak sırasındaki bulantı ve kusma için de anti emetik grubu ilaçlar verilir. Ağrı kesiciler atağın başında alınmalıdır. Emilimi hızlandırmak için de bulantıyı önleyici ilacın ağrı kesiciden önce alınması gerekir.
Koruyucu-önleyici tedavi nasıl yapılır?
Bir ay içinde atak sayısı üçü, dördü geçiyorsa o zaman sadece atak sırasında değil, migren atağını önlemeye yönelik ilaçları da kullanmak gerekir. Kişi ayda, ya da 6 ayda bir kez migren krizi geçiriyorsa uygulanmaz. Koruyucu tedavide ilaçlar her gün alınır. Bu amaçla kalp ilaçları, depresyon ilaçları, epilepsi ilaçları kullanılmaktadır. Ağrı kesicilerin hergün alınması sakıncalıdır.
İlaç dışında tedavi alternatifleri var mı?
Gerilim tipi baş ağrısında biofeedback (geri iletim – gevşeme eğitimi), migrende akupunktur, kronik ağrılarda doku masajı, Riboflavin, magnezyum, ‘fever few’ bitkisi içeren ilaçlar alternatif tedaviler olarak kullanılmakta ve bazı hastalarda yararlı olmaktadır.
Botox tedavisi migrende yararlı mı?
Son yıllarda baş ağrısı tedavisinde de kullanılmaya başlanan bu ilaç, sık gelen ve kronik ağrılarda bir tedavi alternatifi olmakla birlikte çok pahalı olması nedeniyle pratikte kullanılan ve öncelikli bir tedavi değildir.
Sürekli baş ağrıları neden olur?
Sürekli ağrılarda sekonder bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Daha önce periyodik gelen ağrıları olan hastalarda ağrılar süreklilik kazanmışsa hastanın çok sayıda ağrı kesici ilaç kullanmış olması, ya da altta psikolojik nedenlerin var olabileceği olasılığı düşünülmelidir.
Ağrı kesiciler sürekli kullanıldıklarında bağımlılık yapar mı?
Morfin türevi olmayan ağrı kesiciler sürekli kullanıldıklarında temel olarak bağımlılık yapmaz, ancak ilaç kötü kullanımına bağlı baş ağrısı dediğimiz yeni bir ağrı türü de eklendiği için hastalar böyle hissedebilirler. Bu durumda hastanın mutlaka bir hekime başvurarak ağrı kesiciler dışında bir tedavi için yardım alması gereklidir.
İleri yaşlarda görülen baş ağrılarının nedenleri nelerdir?
İleri yaşlarda başlayan baş ağrılarında öncelikle altta yatan bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Migren yaşla birlikte azalma gösteren bir hastalıktır. %2 oranında İleri yaşlarda başlayabilir. Özellikle ileri yaşta başlayan ve baş ağrısı nedeni olan iki hastalık temporal arterit (özel bir damar iltihabına bağlı baş ağrısı) ve hipnik (gece gelen) baş ağrılarıdır. Bu nedenle 50 yaş üzerindeki bir hastada yeni ortaya çıkan baş ağrıları varsa mutlaka doktora danışılmalıdır.
Başı ağrıyan hasta ne zaman mutlaka doktora başvurmalı?
Ağrı sürekli ve artan şiddette ise
İlk kez ağrıyla tanışan kişinin yaşı 10’un altında, 50’nin üstündeyse,
Daha önce mevcut olan ağrının şiddeti, şekli değiştiyse, tedaviye cevap vermiyorsa,
Baş ağrısı şimdiye kadar hayatında karşılaştığı en şiddetli ağrıysa ve ağrı bir fiziksel aktivite sırasında (ağır bir yük kaldırmak, cinsel ilişki) ortaya çıkmış ve şiddetini arttırmışsa mutlaka doktora gitmek gerekir.
Türk Noroloji Derneği
http://www.noroloji.org.tr