İdeal Kilo Rüya Değil…
Diet yapanların çoğunun, arzuladıkları kiloya ulaşma ve o kiloda kalmada başarısız olduğu bilinen bir gerçek. Verilen kiloların geri alınması ve diyetlerin bırakılma oranı 5 yıl içinde %90’lara ulaşıyor. Bu nedenle, birçok kişi sürekli yeni diyetler ve tedavi programlarına yöneliyor veya tümüyle diyeti bırakıyorlar.Fazla kiloların yalnızca yemekle ilgili olmayabileceğini düşündünüz mü? Belki de yıllardır yaptığınız diyetlere rağmen kilo vermemenizin ve hatta kilo almanızın altında yatan neden, tiroit hormonu azlığı yada açığa çıkmamış şeker hastalığı gibi hormonsal bir bozukluk olabilir. Ayrıca, kilolu iseniz kan basıncını, kolesterolünüzü ve ürik asit düzeyinizi de bilmeniz gerekir. Fazla kiloya eşlik eden birçok tıbbi sorunun da bulunduğunu unutmamalıyız. Kısacası, günümüzde sağlıklı kilo vermenin yolu, öncelikle şişmanlığın, estetik bir kaygıdan öte, ciddiye alınması gereken bir sorun olduğunun kabul etmenizden ve bu konuda doktorunuza danışmanızdan geçiyor.
Diyet tipleri, tümüyle aç bırakan diyetlerden orta derecede kısıtlama yapan dengeli diyetlere kadar değişiyor. Bu diyetler genellikle kısa dönemli kilo kaybı sağlıyor ama özellikle destekleyici bir izleme yapılmadığında uzun dönemle kilo kaybını korumada başarılı olamıyorlar.
İşte iyi ve kötü yanlarıyla bazı popüler diyetler :
Düşük-Karbonhidratlı Diyetler
Düşük karbonhidratlı diyetler, aynı miktarda kalori veren yüksek karbonhidratlı diyetlere göre düşük karbonhidratlı diyetlerle daha hızlı kilo verildiği gözlemine dayanıyor. Karbonhidrat kısıtlaması sonucunda vücut proteinleri yakın olarak kullandığında kas kitlesi azalıyor. İdrarda proteinlerin yıkım ürünleri olan ketonlarla birlikte vücuttan daha fazla sodyum ve su atılıyor. Karbonhidratlar daha sonra tekrar diyete sokulduğunda ise bu kayıp geri dönüyor. Düşük karbonhidratlı diyetlerle vücut bileşiminde veya kilo kaybında başka bir değişim gözlenmiyor. Bu diyetler genellikle yeterli kalsiyumdan ve diyet lifinden yoksunlar. Görüldüğü gibi, düşük karbonhidratlı diyetler yarardan çok zarar veriyor.
[formidable id=”6″]
Yüksek-Karbonhidratlı Diyetler
Yüksek-karbonhidratlı diyetlerin çoğu Akdeniz diyeti ile uyumlu. Bu diyetler öncelikle kompleks karbonhidratlar, sebzeler ve meyvelerle yeterli besin maddelir sağlamakta ve tam yağlı süt ürünleri ve yağlı protein kaynaklarını keserek yağ alımını kısıtlamakta.
Vejetaryen Diyetler
Vejetaryen diyetler tipik olarak az-yağlı, yüksek karbonhidratlı, bol lifli dietler olup enerji ve besin maddelerini kompleks karbonhidratlar, sebzeler ve meyvellerle sağlanması hedefine uygulanır. Vejetaryen kısıtlamalar, süt ürünleri dahil bütün hayvansal ürünlerin kısıtlanması durumunda özellikle protein ve B12 vitamini noksanlığına neden olabilirler. Süt ürünleri içeren ya da süt ürünleri artı yumurta içeren vejetaryen diyetleri planlamak daha kolaydır. Birçok kilo verme programında vejetaryen seçenekler mevcuttur.
Tek Besinli Diyetler
Uzun-dönemli uygulanamayan tek-besinli diyetler, yenen besinin ne olduğu kadar belirli bir besinin ne zaman yendiğinin de önemli olması düşüncesine dayanmakta. Bu diyetin temeli, taze meyve yenmesidir; protein, niasin, kalsiyum ve demir noksanlığına yol açabilir. Diğer bu tip diyetlerde sık görülen bir sorundur.
Çok Düşük-Kalorili Diyetler
Aşırı şişmanlığın diyetle tedavisindeki önemli bir gelişme, besinlerle enerji alımını günde 800 kcal gibi düşük miktarlara indiren çok düşük kalorili diyetlerin uygulanmasıdır. Bu diyetler hızla kilo vermesi gereken hastalara yönelik olup genellikle kilo fazlalığı %30 ya da fazla olan kişiler içindir. Bu diyetlerin kesinlikle bir doktor, diyetisyen ve davranış psikologunun da katıldığı bir ekibin kontrolünde uygulanmaları gerekir.
Bireyselleştirilmiş Orta Derecede Enerji Açığı Diyetleri
Yakın zamanda uygulanmaya başlanan bireyselleştirilmiş orta derecede enerji açığı diyetleri, aşırı kilolu olmayan kişilerin diyetleri ile aynı ilkeleri izlemektedir, yani toplam yağ alımı, toplam kalorilerin %30 veya protein %15’i ve karbonhidrat (primer olarak kompleks karbonhidratlar) %55 veya daha fazlası ile sınırlıdır. Ancak, önerilen enerji alımı, bazal metabolizma hızına (BMR) göre hesaplandığında günde ortalama 500-600 kcal kadar bir enerji açığı yaratacak şekilde ayarlanmaktadır. Bireyselleştirilmiş orta derecede enerji açığı diyetleri, günümüzde obezite uzmanları tarafından kabul edilmektedir. İdeal kilonuza yalnızca kısa süreli diyetle değil, yaşam ve beslenme tarzınızda kalıcı değişimler yaparak ulaşmaya çalışın. Besinsel değişimler sağlığınıza katkıda bulunacak, kronik hastalık risklerini azaltacaktır. Düzenli fiziksel aktivite, kalp hastalığı riskinizi azaltmanın yanı sıra kanser ve şeker hastalığı riskini de azaltacak, psikolojik yönden kendinizi daha iyi hissetmenizi ve kilonuzu kontrol altında tutmanızı sağlayacaktır.