Göğüs Hastalıkları Rehberi -Ciğerlerimiz
Sigaranın neden olduğu başlıca hastalıklar.
Sigara tüm Akciğer Hastalıklarında, hastalar için şikayetlerini artırıcı etkiye sahiptir. Üstelik Doğuştan Gelen Hastalıklar ve Kist hariç tüm diğer Akciğer Hastalıklarının oluşmasında rol oynar. Bu konuda daha geniş bilgiyi Sigara ve Akciğer Kanseri yazımızda bulabilirsiniz.
Akciğer Tümörleri:
Akciğer’in iyi huylu ve kötü huylu tümörleri bulunabilir. Ne yazikki, sigara içimine de bağlı olarak, en sık olarak, kötü huylu tümörlerine rastlanır ki bu tümörlerin bir diğer adı da “Akciğer Kanseri” dir. Akciğer kanserinde özellikle erken evrelerde cerrahi tedavi yüz güldürücüdür. Erken evrede yakalanarak uygun bir şekilde tamamen çıkarılmış bir tümörü olan hastanın, kanserden “TAMAMEN” kurtulması mümkündür. Yakalanan evre ne kadar küçükse bu olasılık o kadar artar. 1 cm’lik tümörlerde bu oran %90 civarındadır. Bu nedenle, akciğer kanserini erken yakalamak için, 35 yaşından sonra özellikle sigara içen HERKESİN YILDA BİR KEZ röntgen çektirmesi, hatta mümkünse 40 yaşından sonra yılda bir kez göğüs tomografisi çektirmesi uygundur (Tomografi uygulaması, A.B.D.’de ve birçok batılı ülkede uygulanmamakta, ancak, Japonya’da uygulanmaktadır. Japonya’da yakalanan akciğer kanserlerinin yarıdan fazlası ilk evrede yakalanmaktadır. Bu oran A.B.D.’de %15 civarındadır. Ülkemizde ise çok daha düşük olduğu düşünülmektedir) Akciğer kanserinin ilk belirtileri, hiç geçmeyen uzun süre (1 ay ya da daha fazla) devam eden öksürük, göğüs ağrısı, neden olmaksızın (diyet vb) aşırı kilo verme, çok sık akciğer infeksiyonu geçirme, bir süredir tedaviye rağmen bol balgam çıkarma gibi belirtiler olabilir. Böyle durumlarda, en kısa zamanda bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurmak gerekir. Bu konuda daha geniş bilgiyi Sigara ve Akciğer Kanseri yazımızda bulabilirsiniz.
Akciğer’in Kist Hastalıkları:
Ülkemizde oldukça sık rastlanmaktadır. Tedavisi cerrahi müdahale ile mümkün olan bir hastalıktır. Kötü huylu değildir. Çoğunlukla, aşısız ve köy ortamında yetişen kedi ve köpeklerin tüyünde bulunan parazit yumurtalarından oluşur. Şehirde yetişen, çiğ et yemeyen veya aşılı evcil hayvanlarda bulunmaz. Çekilen akciğer röntgenlerinde çoğunlukla görülür.
Tüberküloz (Verem) ve Akciğer’in Diğer İltihaplı Hastalıkları:
Akciğerin iltihaplı hastalıkları (Bronşit, zatüre vb), çoğunlukla, uygun tıbbi tedaviler ile tamamen ortadan kalkabilen hastalıklardır. Ancak, kişinin, bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda, ya da doğuştan akciğerde veya solunum sisteminde süregelen bazı hastalıklarda (kistik fibrosis, astma vb) bu infeksiyon hastalıkları, çok uzun sürebilir ya da çok sık tekrarlayarak, akciğerin düzelemeyecek bir şekilde bozulmasına yol açabilir. Bu gibi durumlarda ameliyat gerekir. Bu tip hastalıklara verilebilecek, en sık rastlanan örnek “Bronşiektazi” dir. Tüberküloz (verem) hastalığı ise, vücudun her yerinde gözükebilen bir iltihabi hastalıktır. Hastalığa “Mycobacterium tuberculosis” adında bir bakteri neden olur. Vücudda en sık akciğerlerde olur. Genelde vücud direnci düşmüş kişilerde, en sık olarak kötü ve dengesiz beslenen kişilerde görülür. Uygun tedavi ile tamamen iyileşebilir. Üstelik, tüm ülkemizde, köylerde dahil, verem ilaçları herkese ücretsiz verilir. Ancak, verilen tedavi düzenli uygulanmazsa (ki genellikle 6 ay ya da 1 yıl düzenli tedavi gereklidir) tüberküloz mikrobu akciğeri telafisi olmayacak bir şekilde “bozar”. Bu durumda cerrahi tedavi kaçınılmaz olur. Tüberküloz için yapılacak en iyi davranış, uygun aşılamaları yaptırtmaktır. Hastalığın saptanması durumunda ise, verilen tedaviyi aksatmadan uygulamak çok önemlidir.
Akciğer’in İleri Amfizem Hastalığı:
Özellikle, uzun süreli sigara içimine bağlı akciğerin kronik (süreğen, uzun süreli) tıkayıcı hastalığı (tıp dilinde; KOAH) tıp dilinde “Amfizem” denen en çok nefes darlığına neden olan durumdur. Bu hastalığın tedavisinde ilaçla tedavi esastır. Ancak, ileri dönemlerinde ilaç tedavisi pek yarar sağlamamaya başlar. Bu dönemde, nefes darlığı da hızla artar ve hayati tehlike oluşturmaya başlar. Tüm dünyada bazı merkezlerde 1993 yılından beri yapılan ve araştırma safhasını henüz bitirmemiş olan bir ameliyat ile, hastaların %80-90’ında solunum sıkıntısı azaltılabilmektedir. Bu ameliyatın adı:” Akciğer’in Hacim Azaltıcı Ameliyatı” dır. Ancak, her amfizem hastasına yapılamamaktadır. Bu ameliyat için hastada bir grup şartın gerçekleşmesi gereklidir. Merkezimizde bu ameliyatlar başlamış ve yapılan hastaların şu ana kadar tümünde nefes darlığında azalma gözlenmiştir.
Akciğer’in Bül’lü Hastalıkları:
Bül, akciğerde oluşan kenarı ince balona benzer yapıdır. Diğer açılardan tamamen normal olan akciğerlerde de bulunabilir. En sık olarak, sigara bağlı kronik (Sürağin, uzun süreli) tıkayıcı akciğer hastalıkları (tıp dilinde; KOAH) na sahip kişilerde uzun sürede oluşur. KOAH’lı hastalarda 1-2 yıl içinde giderek artan nefes darlığı bulunduğunda bu hastalıktan şüphelenilebilir. Cerrahi tedavi ile, nefes darlığı azalabilir ya da tamamen ortadan kalkabilir.
Akciğer”in Doğuştan Gelen Hastalıkları:
Tüm organlarda olduğu gibi, akciğerde de, doğuştan gelen bazı nedenlerle bir grup hastalık oluşmaktadır. Bu hastalıkların, genellikle nedeni, doğum öncesi ‘anne – karnındaki dönem’ de bebek gelişimi esnasında olan bazı yanlış oluşumlardır. Bu tip durumlar, genellikle hayati tehlike yaratmazlar.Ancak, bazen bebeklik, bazen de erişkinlik döneminde rahatsızlıklar meydana getirebilir. Bu durumlarda da cerrahi tedavi gerekebilir.Bu tip hastalıkların özel bir belirtisi yoktur. Ancak, genel olarak bir akciğer rahatsızlığının araştırılması sırasında konunun uzmanları tarafından yapılan ileri tetkikler ile ortaya çıkarılabilir.
Göğüs Kafesinin Doğuştan Gelen Hastalıkları:
Göğüs kafesi, doğuştan gelen bazı sebepler ile özellikle ön-orta kısımda bazı anormallikler gösterebilir. Bunların başlıcaları: Göğüs kafesinin ortasının çökme göstermesi (tıp dilinde ; Pectus excavatum), göğüs kafesinin çıkıntı yapması (tıp dilinde; Pectus carinatum)dır. Her iki durumda da cerrahi yöntem ile düzeltme yapılabilmektedir. Bu ameliyat için 6 yaşından sonra her yaş olursa da, en uygun yaşlar 6-7 yaşlardır.
Kaynak : Göğüs Cerrahisi