Erkekte Cinsel Sorunlar Rehberi
Cinsel işlev bozukluğu fiziksel veya psikolojik faktörlerden kaynaklanabilir. Birçok cinsel sorun, fiziksel ve psikolojik faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanır. Fiziksel bir sorun psikolojik sorunlara (anksiyete, depresyon veya stres gibi) yol açabilir ve bu da fiziksel sorunu ağırlaştırabilir. Erkekler bazen cinsel olarak iyi performans göstermeleri için kendilerine baskı yaparlar veya bir partner tarafından baskı hissederler ve yapamadıklarında sıkıntı yaşarlar (performans kaygısı). Performans kaygısı zahmetli olabilir ve bir erkeğin cinsel ilişkilerden zevk alma yeteneğini daha da kötüleştirebilir.
Erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozuklukları boşalma bozukluklarıdır. Bozukluklar şunları içerir:
- Vajinaya girmeden önce veya hemen sonra erken boşalma (erken boşalma)
- Mesane içine boşalma (geriye doğru boşalma)
- Boşalma yetersizliği (anejakülasyon)
- Erektil disfonksiyon orta yaşlı ve yaşlı erkeklerde yaygındır.
- Azalan libido da bazı erkekleri etkiler.
1-Cinsel isteksizlik
Erkekler cinsel isteksizlikleri için nadiren yardım ararlar. Ancak cinsel isteksizliğe ikincil olarak ortaya çıkan performans (becerememe) sıkıntısı ve sonucunda ortaya çıkan sertleşme sorunu için başvurmaları daha sık görülür. Bu sorun için başvurma nedeninin azlığının diğer bir nedeni, erkekler arasında yaygın olarak inanılan ve “gerçek bir erkeğin sekse her zaman hazır olması ve her koşulda seksi yapabilmesi” ile ilgili olan yanlış bir inanıştır. Fiziksel nedenlerin dışında bu sorun çoğunlukla eşle yaşanan evlilik sorunlarından ya da depresyondan kaynaklanmaktadır.
2-Sertleşme sorunu-Ereksiyon sorunu: (Empotans)
Cinsel ilişki için gerekli ve yeterli sertleşmeyi sağlayamama ve/veya sürdürememe olarak tanımlanır.
Yaşla bu sorun artar ancak yaşlanmanın mutlak sonucu değildir. Sosyal, psikolojik ve bedensel yaşama ciddi olumsuz etkileri olabilir. Türkiye de 40 yaş üzeri erkeklerin %69’u bu sorunu kısmen ya da tamamen yaşamaktadır. Genel nüfusta bu oran %10-20 civarındadır.
Risk faktörlerinin en önemli ve sık olanları:
- Yaşlanma
- Damar sertliği
- Şeker hastalığı
- Kalp, böbrek, Karaciğer hastalıkları
- Bazı ameliyatlar
- Omurilik yaralanmaları
- Uyuşturucu, alkol, sigara ve bazı tıbbi ilaçlar
- PSİKOLOJİK sorunlar: aşırı stress (özellikle işe bağlı), depresyon, kötü bir çocukluk dönemi, cinsel bilgisizlik, geçmişte yaşanmış cinsel taciz, genelev yada benzeri deneyimdeki başarısızlık, eş ile yaşanan uyumsuzluk olarak sıralanabilir.
Sertleşme sorunum fiziksel mi yoksa psikolojik mi?
Sertleşme sorunu olan ve sorunun psikolojik olduğunu düşünen kişiler doktora başvurduğunda sorunun gerçekten psikolojik çıkma olasılığı yüksek.
Uzun süreli bir hastalığınız, ilaç kullanım öykünüz yoksa sorununuz aniden başladıysa, sabah sertlikleriniz varsa sorununuz büyük olasılıkla psikolojik!!!!
Ancak çoğu durumlarda ayırım yapmak oldukça güç
Örnek: Toplumuzda ki yaygın kanının aksine şeker hastalığında cinsel sorunlar çoğunlukla hastalığın çok ileri dönemlerinde ortaya çıkar. Ama bazı erkeklerin bu olasılığı duymaları bile onlarda cinsel sorun yaratabilir. Bu şartlarda sorun psikolojik kabul edilir.
Bir erkek her ortamda ilişkiye girmeli (havada, karada denizde), tanımadığı bir kadınla her ortamda bu işi yapmalı, seksi erkek adam başlatır. Erkek seksi hiçbir ortamda reddetmemeli.
Bu gibi erkeğin beynine işlenmiş yanlış inanışlar, aslında erkek cinselliğinin en büyük düşmanıdır.
Örneğin aşırı alkollüyken bir kez başarısız olmuş bir erkek için yukarıdaki yanlış inanışlar geçerli ise artık her ilişki erkekliğini sınamak için bir sınav haline dönüşür. Kişi artık cinselliğin çekiciliğinden çok bu işi nasıl yaptığına odaklanır ve sorunu devam eder gider.
Benzer şekilde yaşlılığa yada fiziksel sorunlarına bağlı olarak sertliği biraz azalan erkek eğer kadını ancak çok sert (taş gibi) bir penisle tatmin edebileceğine inanıyorsa, bu inancın doğuracağı sıkıntı onun elindekini de kaybetmesine ve cinsellikten kaçmasına neden olabilir.
3-Erken Boşalma:
Bu sorunun tam tatmin edici bir tanımı yoktur; bazı yazarlar erkeğin eşini tatmin edemeden boşalmasını erken boşalma olarak kabul etmişken, çoğunluğu erken boşalmayı penisin henüz ilişkiye girmeden ya da girdikten hemen sonra boşalmasını erken boşalmanın tanımı olarak kabul etmektedir. Erkeklerin üçte biri erken boşalmaktadır ancak anlaşıldığı kadarıyla bunu sorun edenlerin sayısı oldukça azdır, çünkü toplumda daha az görülmesine rağmen bizlere başvuran erkeklerin çoğunluğu ereksiyon yani sertleşme sorunları yaşayanlardır.
Bu sorunu yaşayanların öykülerinde çoğunlukla hızla ve suçlulukla yapılan mastürbasyon vardır.
Eşin haklı olarak erken boşalmadan şikayetçi olması erkeğin stresini daha da arttırır ve sorun daha fazla sürer ve kısırlık, eşler arası evlilik sorunları gibi sorunlar yaşanır.
Erken boşalma yaşayanlar çoğunlukla dikkatini başka yere verme, geciktirici krem kullanma gibi yöntemlere başvururlar ancak bu sorunu çoğunlukla çözmediği gibi, alınan zevki de büsbütün azaltmaktan başka bir işe yaramaz.
Ön sevişme yapmak bu grup için durumu daha da ümitsiz hale getirir. Bu gruptakilerin eşleri çoğunlukla azalmış cinsel istek, orgazm sorunu gibi sorunlar yaşarlar.
4-Geç boşalma:
Nadir görülen bir sorundur. Bunun birkaç biçimi mevcuttur. Bir grup hasta her koşulda (mastürbasyon ve uyku dahil ) geç boşalır, diğer bir grup ilişkiye girer ancak mastürbasyonla boşalır. Üçüncü grup ise oldukça uzun bir ilişki süreci sonucu boşalır. Bu gruptaki erkeklerin çoğunluğu genel hayatlarında oldukça kontrollü yaşamaya çalışan özelliktedirler.
5-Ağrılı boşalma:
Çok nadir görülür fiziksel nedenlerin dışında sıkıntı ile bağlantılı olarak, o bölgenin kaslarının spazmından kaynaklanabilir.
6-Cinsel fobi:
Daha karmaşık ve çoğunlukla çocukluk dönemlerinden kaynaklanan sorunlara bağlı olabilir.
Normal Erkek Cinsel İşlevi nasıldır?
Normal cinsel işlev, hem zihni hem de bedeni içeren karmaşık bir etkileşimdir. Sinir, dolaşım ve endokrin (hormonal) sistemlerin tümü, cinsel bir yanıt üretmek için zihinle etkileşime girer. Bu sistemler arasındaki hassas ve dengeli bir etkileşim, erkek cinsel tepkisini kontrol eder.
Arzu (aynı zamanda cinsel dürtü veya libido olarak da adlandırılır) cinsel aktiviteye girme arzusudur.
Düşünceler, kelimeler, manzaralar, koku veya dokunma ile tetiklenebilir. Arzu, cinsel tepki döngüsünün ilk aşaması olan heyecana yol açar.
Bunu heyecan veya cinsel uyarılma izler.
Heyecan sırasında beyin, omurilikten penise sinir sinyalleri gönderir. Erektil dokulara kan sağlayan arterler (corpora cavernosa ve corpus spongiosum) daha geniş açılarak (gevşeme ve genişleme) yanıt verir. Genişleyen arterler, kanla tıkanan ve genişleyen bu bölgelere kan akışını önemli ölçüde artırır. Bu genişleme, normalde penisten kan akıtan damarları sıkıştıran, kanın çıkışını yavaşlatan ve böylece penis içindeki kan basıncını yükselten bir basınç uygular. Penisteki bu yüksek basınç, sertlik ve ereksiyon ile sonuçlanır. Ayrıca tüm vücutta kas gerilimi artar.