Boğaz, yaklaşık 12 cm uzunluktadır. Arka boğaz duvarı yassı ve dik biçimdedir. Buraya hiçbir kanal açılmaz. Boğaz; ön yukarı kısımda burun boşluklarının arka kısmına, ön ortada ağız boşluğuna, en aşağı kısımda da gırtlak boşluğuna açılır.
Boğazın ağız boşluğu ile birleştiği yerde bademcikler bulunur. Yine boğazın çatısında boğaz adenoitleri denilen küçük ve bademcik yapısındaki bezler vardır. Boğazın üst kısmında yan duvarlarda, orta kulağa açılan bir boru bulunur. Burun ve ağız kapatılıp akciğerler zorlanarak hava dışarı verilmek istendiğinde hava bu kanaldan geçip kulak zarına tazyik yapabilir. Kulağa damlatılan ilaçlar bu kanaldan (östaki borusu) boğaza akabilir. Boğazın, solunum sistemiyle ilgili hastalıkları mühimdir. Bazı enfeksiyon ajanlarına bağlı olarak ortaya çıkan boğaz ve ses telleri iltihaplarından gırtlak kanserine kadar ortaya çıkan ekseri hastalık tablosunun en dikkati çeken belirtisi ise, ses kısıklığıdır. Ses kısıklığı olan kimselerde özellikle tedaviye direnç gösteren vak’alarda çok dikkatli muayene ve tetkik yapılmalıdır.
Sindirim sistemini ilgilendiren boğaz hastalıklarında en mühim bulgu yutma zorluğudur. Yutma zorluğunda, yakın temas dolayısıyla solunum sisteminin üst kısmını ilgilendiren hastalıklar da akla gelebilir. Yutma zorluğu, boğaz ağrısıyla birlikte olabilir veya sadece ağrısız mekanik bir zorluk hissedilebilir. Bunlar arasındaki ayırımı hekime bırakmalı ve hasta tetkikten kaçmamalıdır.
Boğaz iltihapları genellikle “Farenjit” olarak adlandırılabilir. Farenjit kendi başına bir hastalık olabildiği gibi; kızıl, nezle, kızamık gibi hastalıkların belirtileri arasında da bulunabilir.
Tütün kullanmak, çok tozlu yerlerde kalmak, duman, tahriş edici gazlar, hava değişiklikleri, çok kuru hava ve benzeri atmosfer durumları boğazı tahriş ederek iltihap meydana gelmesine sebeb olabilmektedir. Belli yiyeceklere karşı hassas olan kişiler, bu yiyecekleri yedikleri zaman yine boğazları tahriş olabilir. Boğazın iltihapları, kulaklarda da ağrı yapar. Çünkü boğaz lenf bezlerinin ve boğaz örtüsünün şişmesi kulağa giden östaki borularını tıkar. Streptokok cinsi bakterilerle meydana gelen boğaz iltihaplarında, boğazı kaplayan ince bir iltihabi zar ortaya çıkar. Böyle durumlarda hemen antibiyotik tedavisi başlamalıdır.
Yapılacak işler: Farenjit, başka bir hastalığın seyrinde meydana gelmiş veya başka bir hastalığın başlangıcı değilse ve ciddi bir iltihabi durum yoksa, belirtilere göre tedavi yapılır. Bu günlerde dinlenmeye dikkat etmeli, kafi miktarda sıvı almalıdır. Ağızda eritilen pastiller, boğazı yumuşatarak fayda sağlayabilirler. Antibiyotik ihtiva eden pastiller alınmamalıdır. Bunlar ağızdaki faydalı mikropları da öldürerek, mantar ve virüslerin iltihaplarına zemin hazırlayabilirler.
Bademcik iltihabı: Tıp dilinde “Tonsilit” adı verilen bademcik iltihapları yutkunma sırasında acı verir, kırıklık ve ağrılara sebep olur. Genellikle üşütme ve ateşle başlayan bademcik iltihapları gereği gibi tedavi edilmezse ortakulak iltihabı, romatizma, böbrek iltihabı ve hatta kalp rahatsızlıklarına sebep olur. Yüksek ateş yapması halinde mutlaka doktor kontrolünde uygun tedavi yapılmalıdır. Ancak tabii yollarla hazırlanmış terkiplerle 2-3 saatte bir gargara yapmak da bademcik iltihaplarının tedavisine yardımcı olur. İltihaplı bölgede mikropların kırılmasını sağlar. Nezle: Nezle ile grip benzer şeyler. Nezleyi meydana getiren “rinovirus” adı verilen bir virus, gribi meydana getiren influenza adı verilen bir virüs. Nezle gribin hafif şekli. Ateş yok. Burun akıntısı ve tıkanıklığı ile hapşırma var. Gripte ise ateş var. Boğaz ağrısı var. Burun tıkanıklığı var. Halsizlik var. Kuru kuru öksürme var. Akıntı var.
Virüs her zaman etrafta dolaşıyor. Virüs genelde insanın daha önceden vücuduna girmiş bekliyor. Vücut zayıf kaldığında, direnci kırıldığında virüs marifetini ortaya çıkarıyor.
Üşümek, soğuk hava vücudun direncini en fazla kıran etkenlerin başında geliyor. Soğuk havalarda vücut direnci azalanların vücudundaki virüsler sadece onların vücudunda ortaya çıkmıyor, etrafa da saçılıyor. Başkalarına kolaylıkla atlıyor. İşte buna “Nezle bulaştı. Grip bulaştı” deniliyor.
Yeterli vitamin almamak, başka bir hastalık nedeniyle zayıf düşmek, uzun süre antibiyotik kullanmak da vücut direncini kırıp nezleye, gribe kapı açan nedenler.
Grip virüsü insan vücudunda 10 ile 14 günlük bir dönemde “tahribat” yapıyor.
Bugün için nezleyi, gribi iyi edecek ilaç yok. Nezle ve grip sırasında doktorların önerdiği ilaçlar, vücudun direncini artırmaya, insanın ayakta kalmasını sağlamaya, yatağa bağlanmasını önlemeye dönük önlemler için geliştirilmiş ilaçlar.
Örneğin “Parasetamol” esaslı ilaçlarla ağrı kesiliyor. “Psodoefedrin” ve “Fenilefrin” esaslı ilaçlarla burun tıkanıklığı açılıyor. “Kodein” esaslı ilaçlarla öksürük kesiliyor. “Anti Histaminik” ve “anti alerjik” ilaçlarla da hasta rahatlatılıyor. İngiliz doktorlar da uyarıyor: Antibiyotiğin nezle ve gribe hiçbir yararı yok. Antibiyotik sadece bakterilerin neden olduğu hastalıklarda yararlı olabilir. Nezle ve gribin sebebi virüstür.
Ses kısıklığı: Ses kısıklığı başlı başına bir hastalık değildir. Boğaz hastalıklarına âit en önemli belirtilerden birisidir, çünkü müzmin ses kısıklığı hâli gırtlak veya başka yerdeki ciddî bir hastalığın erken habercisi olabilir.
Gırtlağa âit her türlü anormal durum, ses tellerinin birbirine yaklaşması, gerilmesi veya titreşimine sebep olan herhangi bir hastalık ses kısıklığına yol açabilir.
Ses kısıklığı sebepleri:
1. Ses tellerinin tümörleri, iltihâbî olarak şişmesi, tellerin birbirine yaklaşmasına yol açan salgılar veya tellerin tek başına gerilmesi ses kısıklığı yapabilir.
Gırtlağın, sık görülen iyi huylu tümörleri; papillomlar, polipler, hematomlardır. Sık görülen habis tümörü, yassı hücreli kanserdir. Tedâvi için bu tümörlerin çıkarılması gereklidir.
İltihâbî şişme’ye bağlı olan ses kısıklıkları, en sık soğuk algınlığının bir parçası olarak akut larenjit, grip, boğmaca gibi hastalıklarda meydana gelir. İltihâbi şişmelerde ses istirahate alınır. Buhar ve nemli hava faydalıdır.
Sümüksü bezlerin faaliyetinin arttığı müzmin larenjit gibi hâdiselerde meydana gelen yapışkan salgılar da, ses kısıklığına yol açar.
2. Ses tellerini birbirine yaklaştıran veya geren kasların felci’nde ses kısıklığı görülür. Felcin tek taraflı veya çift taraflı olmasına göre ses kısıklığı değişik oranda görülür.
3. Ses telleri üzerindeki bir hastalık veya cerrâhi müdâhale sonucunda telin kenarında meydana gelen nedbeleşme ses kısıklığı yapar. Bu tip nedbelerin tedâvisi zor, hatta mümkün değildir.
4. Ses tellerinin yapıştığı kıkırdakların eklemlerindeki hareket azlığı da ses kısıklığı yapar.
5. Yemek borusunda yutak poşu denilen ceplerin meydana gelmesi durumunda da ses kısıklığı görülür.
6. Gırtlakta şişmeye sebep olan miksödem, böbrek veya kalp hastalığına bağlı ödem, ürtiker, angionörötik ödem gibi genel durumlarda da ses kısıklığı meydana gelir.
Ses kısıklığına sebep olan hastalığın doğru olarak teşhis edilebilmesi için, hastadan dikkatli bir hikâye alınmalıdır. Hastalığın süresi, burun ve akciğere âit belirtilerin olup olmadığı sorulmalıdır.