Tüm çocuklar 1. yılın sonunda doğal olarak günde 3 öğün beslenme şekline alışır. Beslenme şeklinde kişisel ve ailesel alışkanlıkların etkisi büyüktür. Aşırı beslenme, yetersiz beslenmeye bağlı malnütrisyon veya yeterli besin alınmasına rağmen büyüme geriliği varlığında çocuk ve aile ilişkisini psikososyal açıdan incelemek gerekir.
Birinci yılın sonunda ve 2. yılda büyüme hızında azalmaya bağlı olarak kalori gereksinimi azalır. Bazı yiyeceklere, ya da tüm yiyeceklere karşı geçici ilgi azlığı ortaya çıkar. Çocuklardaki bu özelliğin bilinmesi, ailelerin çocuğu gereksiz yere yemeye zorlamalarını engelleyebilir. Bu nedenle annelere 2. yılda yeme alışkanlığı hakkında bilgi vermek gerekir. İki-beş arasında ortaya çıkan beslenme sorunları genellikle ailelerin yeme açısından aşırı ısrarcı olmasından ve endişelenmesinden kaynaklanmaktadır.
Yemek saatinde ortaya çıkan stres çocuklarda olumsuz tepkiye yol açar, bu nedenle çocuk ebeveyn arasındaki ilişkinin düzeltilmesi gerekir. Yemek saatindeki farklı tutumlar, yemek için ayrılan zamanın yetersiz olması, aileden diğer kişilerin yemek seçmesi, yemeğin hazırlanması ve sunumu çocuğun yeme biçimini etkiler. Çocukların oturduğu sandalyenin yüksekliği, rahat olması, masaya olan uzaklığı beslenme açısından önemlidir.
Yemek zamanı neşeli geçmeli ve konuşmalar tüm aile bireylerini ilgilendiren konulardan seçilmelidir. Çocuklara iştahı göz önünde tutularak az yediğinde yemesi için ısrar edilmemelidir. İki yaşındaki çocukta besinler ailenin diyetine benzer.
BESİN SEÇMEK
Çocuklar bazı besinleri çok sever veya tam tersi sevmeyebilir. Çocukların bu seçimi uygulanması mümkün ve pratik ise değiştirmeye çalışılmamalıdır. Örneğin ıspanak gibi esansiyel olmayan besinleri sevmiyorsa ısrar edilmemelidir. Süt gibi önemli besinleri kesinlikle reddediyorsa yiyecek alerjisi açısından değerlendirilmelidir.
YEME BOZUKLUĞU OLAN HASTA ÇOCUKLARDA FİZYOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER
DEĞİŞİKLİKLER SONUÇ
NÖROENDOKRİN Puberte gecikmesi
Amenore
Anovulasyon
Östrojen düzeyinde azalma
Somatomedin C düzeyinde azalma, büyüme hormonu düzeyinde artma
Ötiroidik hasta durumu
Antidiüretik hormonda azalma
Hiperkarotenemi
Nöropati, miyopati, ensefalopati
Hipotermi
KARDİYOVASKÜLER Bradikardi
Ortostatik hipotansiyon, şok
Aritmi, kardiyomiyopati
RENAL GFR’de azalma, BUN’da artma
Ödem
Asidoz, alkaloz
Hipokalemi
Hiperaldosteronizm
GASTROİNTESTİNAL Konstipasyon
Mide boşalma zamanında gecikme
Midede dilatasyon, rüptür
Dişeti erozyonları, parotis bezlerinin büyümesi
Özefajit, Mallory-Weiss sendromu, öğürme refleksinin kaybı
Transaminazlarda yükselme
KEMİK İLİĞİ Anemi, trombositopeni ve löküpeni
YEME BOZUKLUĞU DÜŞÜNÜLEN HASTADA YAPILMASI GEREKEN LABORATUVAR TETKİKLERİ
GENEL Tam kan sayımı, sedimentasyon
Elektrolitler, BUN, kreatinin, kalsiyum, fosfor, glikoz, ürik asit
Karaciğer fonksiyon testleri
Tiroid fonksiyon testleri
İdrar analizi, idrar kültürü, gebelikte idrar testi
Diüretik ve laksatiflerin kötüye kullanımının idrar tetkiki
Hemokültür
EKG
ÖZGÜN Kas enzimleri, EMG
Magnezyum, çinko
Göğüs ve karın filmi
Endoskopi
Süt çocukları dahil tüm çocukların yiyecek seçmeye eğilimleri vardır. Çocuklara geniş yiyecek seçeneği sunularak yeterli miktarda besin alması sağlanabilir.
Normalde çocuklar yiyecekleri miktarları kendileri belirler. Çocuklar beslenme alışkanlığı açısından büyük kardeşten çok büyük oranda etkilenir.
KENDİ KENDİNE BESLENME
Çocukların beslenme olayına 1 yaşından önce katılmasına izin verilmelidir. Çocuklar 6. ayda şişeyi, 8-9. ayda bardağı ve 10-12. ayda kaşığı tutabilirler. Kendi kendine beslenme, çocukların kendilerine olan güvenin artmasını sağlar ve sorumluluk almasında olumlu etkisi olur. İkinci yaşta çocuklara kendi başlarına beslenmeleri açısından mutlaka sorumluluk verilmelidir.